Köpek Eğitimleri
Köpek Eğitimleri
Türkiye’nin İlk Köpek Eğitim Üretim Bakım Satış Yetiştirme Merkezi
Greendog Kennels K-9 Club Since 1991
Greendog Köpek Eğitimi
Uzman yerli ve yabancı eğitmenler tarafından Yavru Köpek Eğitimi, Yavru Köpek Uyum Eğitimi (Ücretsiz) Puppy Training, Temel İtaat Eğitimi Sevk tasmalı itaat eğitimi Basic Obedience Dog Training, İleri İtaat Eğitimi Sevk tasmasız itaat eğitimi Advanced Obedience Dog Training, K9 Eğitimi K9 Güvenlik köpeği eğitimi Protection Dog Training Saldırı Eğitimi Koruma Köpeği eğitimi, Alan, Eşya Obje, Araç Koruma Eğitimi, Şahıs koruma Bodyguard eğitimi, Silah Eğitimi, Arama Köpeği Eğitimi, Patlayıcı Arama Köpeği Detektör Köpeği eğitimi, Narkotik madde Uyuşturucu Arama Köpeği eğitimi, Trüf Mantarı Arama Köpeği eğitimi, Arama Kurtarma köpeği eğitimi, Şov Aktör Oyuncu köpeği Eğitimi, İşitme Konuşma Engellilere Özel köpek eğitimi, Engelli Köpeği eğitimi, Engelli Hizmet Köpeği eğitimi, Davranış Eğitimi Dog Behavior Training Davranış problemleri çözümü, Sosyalleşme eğitimi Asosyallik Sosyalleşme Problemleri çözümü, Agresyon Sorunu çözümü Dog Aggression problemi rehabilitasyonu, Altına Kaçırma Çiş Kaçırma sorunu çözümü, Psikoterapi ve Rehabilitasyon hizmetleri.
Çok yakında Rehber Köpek Eğitimi ile de hizmetinizdeyiz.
Ücretsiz Yavru Köpek Uyum ve Tuvalet Eğitimi için makalemizi buradan okuyabilirsiniz…
Piyasada yavru köpek uyum eğitimi diye pazarlanan eğitim maddi kandırmaca dan ibarettir.
Yavru köpek uyum eğitimi demek, yavru köpeğin annesinden ve kardeşlerinden ayrılarak gittiği yeni insan ailesine ve içinde beraberce yaşayacağı yaşam ortamına adapte ettirilmesi demektir.
Bu eğitim çiftliklerde değil sadece onu sahiplenen yeni insan ailenin içinde sahipleri tarafından verilebilir.
Elbette köpek sahipleri bu konuda gerekli bilgi ve tecrübeye sahip olmadıkları için konunun uzmanı bir profesyonelden yardım almaları ve bu bilgiler doğrultusunda bebeğin tuvalet ve eve uyum eğitimini evde kendilerinin vermesi gerekmektedir.
Ayrıca aşısız veya eksik aşılı köpekler birkaç günlüğüne de olsa köpek otel / pansiyonlarına kabul edilmezken 1.5, 2, 2.5 aylık aşıları hiç yapılmamış veya birkaç aşılı bebeklerin buralara uzun süreli eğitime bırakılması alınması zaten mümkün de doğru da değildir.
Dolayısıyla her halükarda yavru köpeğinizin eve uyum eğitimini de tuvalet eğitimi de kendiniz verebilmelisiniz, bunun için sitemizde sizlere yardımcı olmak üzere ücretsiz olarak ilgili linklerde ayrıntılı olarak bilgilendirme yapılmıştır.
Yavru Köpek Eğitimi
Yavru bir köpeğin eğitimi doğduğu günden itibaren önce annesinin ve kardeşlerinin yanında köpek hiyerarşisini, beslenme ve savunma sanatını öğrenerek başlar. Peşi sıra yanında yaşayacağı yeni ailesinin yanına gitmeden onu yetiştirip sosyalleştirecek sahibinin eğitimi ile başlar ki olası yaşanacak problemler hakkında bilinçli olunup ona göre önlemi alınsın.
Böylece eve gelen türüne özgü hiyerarşisi, beden dili, düşünce yapısı farklı olan bu canlı ilk günden itibaren bilinçli bir şekilde negatif alışkanlıklar ve düşünceler edinmeden sağlıklı ve sosyal bir yapıda sahibi ile uyum içerisinde pozitif olarak hayata atılsın.
Hiç bir köpek ne kendini insan zanneder ne de insanları köpek zanneder. O farklı canlılar olduğumuzun, bizim farkında olmadığımız kadar farkındadır.
Biz insan olarak, köpeklerin beklentilerimize hitap etmesini beklerken acaba biz köpeklerin beklentilerini, hiyerarşik yapısını, beden dilini, temel içgüdülerini bilmeden, öğrenmeden onlardan bunu istemeye ne kadar hakkımız vardır?
Biz en zeki canlı türü insan olduğumuzu iddia ederken, bu canlıları anlamadan onların bizi anlamasını nasıl bekleriz?
Greendog Kennels K9 Club Köpek Eğitim ve Bakım Merkezi
Köpek Seçimi
İnsanlar genellikle beklentilerine ve yaşam tarzlarına uygun olmayan köpekleri aldıkları yetmiyormuş gibi birde aldıkları canlının gerek fizyolojisi gerek psikolojisi hakkında bilgi sahibi olmadan filmlerde, dizilerde, reklamlarda vs. gördükleri köpekleri komik, şirin, eğlenceli vs. görsel duygularla ne ırkı ne karakteri ne uygun yaşam biçimi ne de beklentileri konusunda fikir sahibi dahi olmadan sıkılınca ve sıkışınca bir köşeye hatta sokağa atabilecekleri bir oyuncak olarak almaktadırlar.
Köpekler ırk meziyetlerine göre tercih edilerek bu şekilde eğitimi ve yetiştirilmesi gerekliliği düşünülerek alınmalıdırlar.
Köpek Nasıl Eğitilir – Köpek Eğitimi Nasıl Yapılır
Doğada yaşayan hiç bir canlı döverek eğitilemez.
Eğitimi ve Öğretimi verilmek istenen canlı ile ortak bir dil kurularak onun algılayabileceği şekilde beklentilerimizi anlamasını ve bizimle uyum içerisinde yaşamasını sağlayabiliriz.
Köpek eğitimi köpeğin karakterine, ırkına, yaşına doğru orantılı olarak dünyaca kabul edilen Alman ekolü ve son yıllarda bazı kişiler tarafından çok farklı bir eğitimmiş gibi gösterilen, aslında aç veya açlık görmüş biçare köpekleri, açlık ve rüşvete dayalı bir sistemle kısmen eğiten, pozitif köpek eğitimi olarak adlandırılan şekilde verilmektedir. Pozitif adı altında verilen eğitim sadece yavru ve insan dostu köpeklere verilebilen kısmi bir eğitimdir. Alman ekolü bekçi, koruma, ordu, polis tarzı görev köpeklerine yetişkinlik döneminde de verilen bir eğitimdir. Dolayısıyla Alman ekolü yavru ve insan dostu köpekte, açlık ve abur cubur rüşveti kısmı hariç, okşama ve melodik sesle ödüllendirme yöntemiyle pozitif eğitimi kapsar fakat özellikle pozitif eğitim olarak adlandırılan eğitim kısıtlı eğitimleri ve köpekleri kapsar.
Bütün köpekler sahibine benzer, dolayısı ile davranış bozukluğu olan köpeklerde tedaviye sahibinden başlamak gerekir.
Sahibi tarafından bilinçli veya bilinçsiz şekilde köpekte oluşturulmuş negatif davranış özelliklerinin düzeltilebilmesi için sahibinin hatalı davranışları tespit edilerek, köpek psikolojisine yansımalarının iz düşümleri hakkında bilgilendirilerek, yapıp yapmamaları gerekenler konusunda bilinçlendirilmesi gerekir.
Köpekteki davranış bozuklukları tedavisinde en büyük görev sahibine düşer, köpek ile en fazla vakit geçirecek ve köpeğin model olarak alacağı kişi doğal olarak sahibidir, dolayısı ile eğitilmesi gereken kişi sahibidir.
Çocukluğunda evde veya okulda dayak ve kaba kuvvet ile eğitilmeye çalışılmış ergenin, köpeğini de bu şekilde eğitmeye çalışması kaçınılmazdır.
Yine bu şekilde, kendini köpek eğitmeni olarak lanse eden kişilerin de köpekte uygulayacağı teknik ve baskı ile birlikte köpekte oluşacak davranış ve kişilik bozukluklarının oluşması kaçınılmazdır.
Köpeğin kişiliği sahibinin kişilik yapısına göre şekilleneceği için ve hayvan olarak bunları aşırı uçlarda yaşayacağı için büyük problemlere yol açabilecektir.
Köpek maruz kaldığı hatalı veya tutarsız davranış şekillerine göre genetik kodlamasının da alacağı rol ile birlikte, buna göre aşırı korkak veya aşırı saldırgan bir kişilik yapısına bürünmesi ve tutarsız davranışlar sergilemesi kaçınılmazdır. GREENDOG
KÖPEK EĞİTİMİNDE HASSAS NOKTALAR
1- Moraliniz bozuk veya keyfiniz yoksa köpekle çalışmayın. Köpek eğitimi her iki taraf içinde eğlenceli olmalıdır.
2- Köpeğinizi doğru iyi bir şey yaptığı zaman ödüllendirin.
3- Anında ödüllendirin ki neden ödüllendirildiği anlasın.
4- Eğitim aynı zamanda her ikiniz içinde spordur ve dolu mideyle yemek üstüne olmaz.
5- Eğitimin peşine onunla oynayın ki her seferinde eğitimi zevkle beklesin.
6- Eğitim çalışmalarını onun en başarılı olduğu noktada bırakın ki onun için mutlu ve başarılı bir şekilde bitmiş olsun.
7- Son sözü her zaman sürünün lideri söyler, tutarlı istikrarlı olun, disiplini elden bırakmayın.
8- Gerektiğinde onu sevecen sesinizle motive etmeyi unutmayın.
9- Sabırlı olun, anlaması pekiştirmesi için ne kadar süre gerekiyorsa o kadar süre vermek zorundasınız sabırsız bir kişiyseniz bu işe hiç soyunmayın.
10- Yanınızda bulunmaktan keyif aldığı kişi olun…
Ana başlıklarda toplamak istersek;
Yavru köpek eğitimi / Puppy eğitimi
Davranış eğitimi / Sosyalleştirme
Köpek Tuvalet eğitimi – Evde / Dışarıda ( Sahibi eğitilir )
İtaat ( aile – dost köpek eğitimi ) – ( Temel itaat eğitimi – ileri itaat eğitimi )Engelli ( Zihinsel, Fiziksel, İşitme – Konuşma, Ama rehberi ) köpeği eğitimi
Şov Filmlere, dizilere, kliplere, reklamlara aktör köpeği eğitimi
Arama Narkotik ve patlayıcı dedektör köpeği eğitimi
Arama – Kurtarma Köpeği eğitimi
Av köpeği eğitimi
Güvenlik köpeği ( Alan – eşya / obje – araç – şahıs koruma / bodyguard – silah eğitimi ) K9 eğitimidir.
Schutzhund (Şutzund) Nedir?
Schutzhund Almanca bir sözcüktür. Almanlar için koruma köpeği anlamına gelir ancak bunun dışında bir eğitim türünü de ifade eder. İz sürme, itaat ve koruma etaplarını içeren 3 fazlı bir köpek sporudur. Bu köpek ve sahibi için bir tür eğlence olmalıdır. Eğer birinden birisi için (köpek veya sahibi) eğlence unsuru taşımıyorsa başka bir etkinlik denenmelidir.
SCHUTZHUND KORUMA EĞİTİMİ
SCHUTZHUND NEDİR?
Almanca olan bu kelime anlamı itibarıyla Koruma-schutz, Köpeği-hund anlamına gelmektedir. Bu kelime-isim altında ele alınması gereken iki disiplin vardır.
Bunlarda ilki polis görev köpeklerinin eğitimini içerir.(polizeidiensthunden).
Diğeri ise halka ait köpeklerin eğitimlerinin sınandığı bir spor olarak düşünülen Koruma Köpeği Sporudur(hunde sport) Polis eğitiminden farklı olarak köpeğin sosyal hayatta sahibi açısından gerekli eğitimleri belirli bir disiplin içerisinde alması, yapılan organizasyonlarla uygulanan testlerden (diğer bir deyişle yarışmalarda ) köpeklerin geçirilmesi esasına dayalı bir spordur. Sadece Almanya’da binlerce bu amaçlı klüp olduğu bilinmektedir.
Bu eğitim disiplini Almanya kökenli olmasına rağmen koruma köpeklerin bir disipline eğitilmesi ve testlerden geçirilmesinin tarihi çok farklıdır
SCHUTZHUND TARİHİ
Taranan kaynakların hemen hepsi bu köpek eğitim disiplinin geçmişini 1800 lü yılların sonlarına dayandırmaktadır. Bu konu ile ilgili bizzat görüştüğüm yaşı epey ilerlemiş eğitimcilerin hemen hepsinin üzerinde mutabakata vardığı en önemli isim Avusturyalı Polis LAUFER FRANZ tır. O dönemde gece devriye görevi yapan polislerin (Ülkemizdeki gece bekçileri gibi) saldırıya maruz kalmaları üzerine onlara destek sağlayabilmek amacıyla Franz Laufer çalışmalara başlamıştır. Bu ismi önemli yapan bu ana kadar köpek sahibi olmayışı köpeklerle hiç ilgisinin olmayışıdır. Müfettiş Laufer tesadüfen bir köpeğin sahibi için ne kadar can siperane çabaladığı bir sahneyi görünce, benzeri köpeklerin gece bekçilerine (görevlilerine ) yardımcı olabileceğini düşünmüş ve konu ile ilgili proje geliştirmek istemiştir
LAUFER FRANZ bu konu ile ilgili araştırmalara yapmaya başlamıştır. Ancak o tarihlerde ırkları anlatan kaynaklar olmasına rağmen eğitimle ilgili herhangi bir kaynak bulunmamaktadır. LAUFER FRANZ’ın amacı çok basitti ve günümüzde güvenlik anlayışının da aslında temelini oluşturuyordu, CAYDIRICILIK!!! Ancak üst düzey yetkililer bu durumdan pek hoşnut olmadılar, aslında memurlarda bu durumdan hoşnut değillerdi, herkes için önemli olan daha fazla personelle güvenlik hizmetinin verilmesi gerektiğiydi!!! Ne yazık ki bu proje bir süreliğine rafa kaldırıldı.
Ancak 1900 lü yılların başlarında artık polisler gece dışarı çıkamaz olmuşlardı, LAUFER tekrar bu konuyu gündeme getirdiğinde aslında yapılacak bir şey olmadığı için amirleri ona onay verdiler!!! Biraz da LAUFER in ısrarcı tutumundan dolayı ona para verdiler ve 3 köpekle bir pilot çalışma yapmasını istediler. LAUFER FRANZ ne yapacağını düşünmeye başladığında yine bir polis olan kendinden hayli büyük ve tecrübeli en önemlisi, köpekleri çok iyi tanıyan çavuş LANGE ile tanıştı,ancak bu birliktelik kısa süre sonra görüş ayrılığını getirdi, çavuş bu konuda Alman Çoban Köpeklerini uygun görürken, LAUFER FRANZ irilikleri ile caydırıcı olacağını düşündüğü Danuaları kullanmayı uygun görüyordu!!!
LAUFER FRANZ köpeklerin koruma içgüdüleriyle ve fizikleriyle yeterli olacağını düşünürken çavuş köpeklerin diğer algılama özelliklerinin insanlardan çok daha iyi olduğunu yani koklama ve duyma özelliklerinden de faydalanılabileceğini düşünüyordu. Aslında bu fikir çatışması başarının da habercisi oldu, LAUFER FRANZ ın göreve çıkardığı ilk köpekler caydırıcılık sağlayarak önce polislere cesaret verdi, çavuşun köpekleri de koku alma ve duyma özellikleri ile hırsız izi sürerek başarılı olmuştu.
Bu durum hem teşkilat içerisinde hem de halkın gözünde LAUFER FRANZ köpeklerine olan güveni arttırdı.Hatta tarihteki bilinen belki de ilk polis köpekleri gösterisinin düzenlenmesi herkesi gerçekten çok etkilemişti!!! LAUFER FRANZ 1902 yılının sonunda Polis Köpekleri Kulübü nü kurdu.
Bu yıllarda Almanya’da Alman Çoban Köpeğini dünyaya tanıtan ilk kişi olan Max von Stephanitz 1888 yılının sonlarında Alman Çoban Köpekleri kulübünü kurmuştu, Çavuş Langenin bu oluşumdan haberi olduğu hatta konu ile ilgili bireysel çalışmaların olduğu söylenmektedir.
Bu tarihsel çalışma ışığında şunu söyleyebiliriz. Koruma köpeklerinin bir halk organizasyonu olarak gelişmesi yani köpekli spor olarak başlamasını Max von Stephanitz e (Alman Çoban Köpeklerinin Tarihi bölümünde bu konu ve kişi hakkında daha geniş bilgi verilecektir.) , ancak gerçek anlamda bir disiplin ve Polisiye amaçlı kullanım hususunda ise LAUFER FRANZ a çok şey borçluyuz.
Tüm bu bilgilerle birlikte aynı dönemde Belçika’da da benzer bir çalışma yapılmıştı birbirlerinden tamamen bağımsız olarak yapılan bu çalışmalardan Belçika’da yapılan Türkiye’de polis köpekleri tarihi açısından da oldukça önemlidir. Belçikalı bir polis müdürünün yaptığı çalışma sonunda Belçika’nın GENT şehrinde bir polis köpekleri birimi kuruldu ve çalışmalar Fransızcaya çevrildi, Bu çalışmalar Fransa’da da benzeri çalışmaların yapılmasına sebep oldu. İlerleyen dönemde Osmanlı İmparatorluğunun Fransa ile güvenlik konularında işbirliği içerisine girdiği ve köpeklerin zabıta hizmetlerinde kullanılması hususunda bilgi alışverişi yapıldığı bilinmektedir.( Bu konu ile ilgili Osmanlıca olan belgenin çevirisine devam edilmektedir.)
Birinci dünya savaşı Avrupa’da pek çok faaliyetin askıya alınmasına sebep olduğu gibi köpek kulüplerinin de yaygınlaşmasını önlemiş faaliyetleri durma aşamasına getirmiştir. Ancak Max von Stephaitz( asker kökenlidir) e ait askeri amaçlı köpek kullanımı önemini daha da arttırmıştır. Aslında bu dönemde ilk kez deinsthunde gebrauchshunde yani hizmet, görev veya iş köpekleri deyimi kullanılır olmuştur. O tarihlerde yapılan eğitim çalışmaları iş köpeklerinin seçim eğitim ve test kuralları günümüz SCHUTZHUND eğitim sisteminin de temelini oluşturmaktadır.
Birinci Dünya Savaşının ardından hemen tüm Avrupa’da tekrar bu konu ile ilgili çalışmalar başladı. Zira askeri amaçlı hizmet köpeklerinin savaş boyunca gösterdikleri cesaret ve kahramanlıklar, sağladıkları faydalar, tüm askeri birimlerde konuşulur olmuştu.
İkinci dünya savaşından az önce Köpek eğitimi ile ilgili tüm disiplinler Almanya’da tek bir çatı altında toplandı, savaş bittiğinde harap olan Almanya’da ve Avrupa’da faaliyetler tekrar başladı, başlangıçta yaşanan kaos kendini çok hızlı bir ivme ile günümüz disiplinlerinin temellerinin denmese de ilk katlarının yapıldığı döneme gelindi.
SCHUTZHUND DİSİPLİNİ
Bu eğitim disiplini üç ana başlık altında ele alınmaktadır:
1-) İtaat Eğitimi
2-) Koruma Eğitimi
2-) Koruma Eğitimi
3-) İz takibi eğitimi
İtaat eğitiminde köpekler belirtilmiş bir güzergah üzerinde kayışlı ve kayışsız sahibinin verdiği komutları yerine getirirler, ayrıca aport eğitimi diğer bir deyişle at-getir eğitimlerini gösterirler, bu çalışmalar köpeğin sahibi ile olan uyumu ve disiplinini içerir.
Koruma eğitiminde ise önemli olan köpeğin ısırması değil saldırganlığının sahibi tarafından tam olarak kontrol edilmesidir. Bu ölçüt ışığında, bul havla, ısır bırak, kovala etkisiz hale getir, refakat et gibi ele alınabilecek ana başlıklarda koruma eğitimi ölçülür.
İz takibi yine daha önceden belirlenen formatlarda köpeğin başkası tarafından bırakılmış ayak izlerinin takibi ve aynı kişi tarafından bırakılmış eşyalara köpeğin vereceği tepkidir. Köpek izi kaybetmeden takip etmeli ve bununla birlikte yabancıya at eşyaları bulduğunda ise yatarak sahibinin tekrar ara komutunu beklemelidir.
Test, dayanıklılık testi (AD) hariç, diğer testlerden önce yapılmalıdır. Test esnasında köpek en az 15 aylık olmalıdır.
BH testi iki bölümden oluşur; itaat ve şehir merkezinde davranış. Testin amacı, köpeğin kontrolü ve yabancı insanlara, köpeklere ve diğer normal cevre etkenlerine köpeğin davranışını sınamaktır.
DEĞERLENDİRME
Test sonunda hakem köpeğin artı eksi yönlerini söyler. Çift (köpek ve sahibi) “geçti” ya da “geçemedi” seklinde değerlendirilir. Puan hesabi yapılmaz. İtaatte toplam puan üzerinden %70(42 puan)test geçerli sayılır ve şehir içi testi için devam etme hakki kazanılır. Hakem eğer hareketleri yeterli bulursa şehir içi testi geçerlilik kazanır.
İTAAT BÖLÜMÜ
İtaat testinin genel fikri aşağı yukarı SCHH nin itaat bölümü* ile ayni, sadece yapılması gerekenler daha az. Köpek tam dönüşü iki ayrı şekilde yapabilir. Ya köpek sahibinin etrafından dolaşır, yada köpek sahibinin yanında takibe devam eder.Tam dönüşler mutlaka sola doğru olmalıdır.Köpek sevk kayışı ile bağlı tutulabilir.
SCHH nin itaat bölümü*
Yedekli olarak yürüme.(Tasması takılı olduğu halde).
Serbest yürüme
Yürüyüş de iken “otur” komutu.
Yüzeyden Retrieve. (BH’de yoktur.)
1 mt engel üzerinden Retrieve.. (BH’de yoktur)
Komut ile ileri koş ve komut ile yat.
Yat komutu.(Köpeğin dikkati başka yöne dağıtılır.)
Yat komutu ve geri çağırma
BH TEST YÜRÜYÜŞ PARKURU – Köpek Eğitimleri
Köpek B noktasından çıkar,minimum 50 adım yürür,geri dönüş yapar,minimum 10 adım normal yürür, peşinden duraksamadan tırıs koşmaya başlar ve 10 adım sonra yavaş yürüme temposuna geçer, minimum 10 adımlık bir yürüyüşten sonra normal tempoda yürütülür ve parkur boyunca devam eder, parkurdaki geri dönüş geçirildikten sonra köpek durdurulur, ama sahibi yürümeye devam eder ve minimum 15 adım yürüdükten sonra köpeği yanına çağırır, parkur dönüş noktasından geçerek guruplara doğru ilerler..
HAREKET HALINDE DAVRANIŞ ( ŞEHİR İÇİ ) – Köpek Eğitimleri
Şehir içi testinin maksadı, köpeğin insanlara ve diğer köpeklere verdiği tepkiyi değerlendirmek ve çevreye ne kadar kendinden emin bir davranış gösterdiğini test etmektedir. Test, doğal haliyle kalabalık, diğer insanların ve çevre faktörlerinin olduğu bir ortamda yapılmalıdır. Bunun için uygun yerler, pazar yerleri, otobüs terminalleri ve büyük marketlerin çevresidir.
Her köpek tek tek ya da bir köpek bastan sona tüm testi aralıksız uygulayabilir. Hareketler daha önceden belirlenmiş bir patern esliğinde değil, bulunulan ortama göre planlanarak uygulanır. Hakem bazı hareketlerin tekrarlanmasını isteyebilir. Test için eğer talep edilirse, insanlar hayvanlar, arabalar, bisikletler v.s ayarlanır.
İNSAN TOPLULUĞU ILE KARŞILAŞMA – Köpek Eğitimleri
Eğitmen, sevk kayışı ile bağlı köpeği ile önceden belirlenmiş hat boyunca yürür. Köpek, istekli bir şekilde eğitmenini, omuzu eğitmenin dizi hizasında takip etmeli. Yürüyüş esnasında handler (eğitmen) ile köpeğin yanından birisi geçer, köpeğin sakin ve doğal olması gereklidir. Köpek ve handler ikilisi en az 6 kişilik bir insan gurubunun içinden geçer ve guruptan birisi handler ile konuşmaya başlar. Köpeğin sakin ve doğal olması ve handlerin komutuyla oturması ya da yatması gerekir.
BİSİKLET İLE KARŞILAŞMA – Köpek Eğitimleri
Handler sevk kayışı ile bağlı köpeği ile önceden belirlenmiş hat boyunca yürür. Arkadan bisikletli kişi yaklaşır, ikiliyi köpeğin olduğu taraftan geçer ve yan yana iken bisikletin zilini çalar. Bisikletli, ikilinin önünden dönüş yapıp, yine köpeğin olduğu taraftan geldiği yöne doğru gider. Köpeğin yanından geçerken yine bisikletin zilini çalar. Köpeğin bisikletliye hamle yapmaması handleri ile mesafeyi ayırmaması gerekir.
ARAÇLARLA KARŞILAŞMA
Handler sevk kayışı ile bağlı köpeği ile önceden belirlenen hat boyunca birkaç arabanın arasından geçer. Bu sırada araçlardan birisinin motoru çalıştırılır, bir başka aracın kapısı kapatılır. Köpeğin araçlara doğru hamle yapmaması ve handlerinden ayrılmaması gerekir. İkilinin yanına bir araç gelir ve durur, aracın cami açılır ve sürücü handler ile konuşur. Köpeğin sakin olması, handlerin komutu ile yatması ya da oturması gerekir.
KOŞAN YA DA PATENLE KAYAN KİŞİ İLE KARŞILAŞMA
Handler, sevk kayışı ile bağlı köpeği ile önceden belirlenmiş hat boyunca yürür. En az iki koşucu ikiliyi geçer, ikilinin önünden dönüp ikiliyi tekrar geçer. Koşucuların yerine iki tane patenle kayan kişi de kullanılabilir. Köpeğin rahatsızlık veren bu kişilere karşı sakin olması gereklidir.Handler karşılaşma anında isterse köpeğini oturtup yada yatırabilir..
BİR BAŞKA KÖPEK İLE KARŞILAŞMA
Handler, sevk kayışı ile bağlı köpeği ile önceden belirlenmiş hat boyunca yürür. Yürüyüş esnasında bir başka köpek, ister arkadan, ister önden, ikiliye yaklaşır ve geçer. Köpeğin diğer köpeğe karşı sakin davranması gerekir. Handler karşılaşma anında isterse köpeğini oturtur ya da yatırabilir.
KISA BIR SURE ICIN YALNIZ BIRAKILAN KÖPEGIN CEVREYE VE DIGER HAYVANLARA TEPKISI
Köpek bir yere bağlanır. Handler köpeğe “otur” “yat” ya da “bekle” komutlarından birisini verir ve köpeğin görüş alanından çıkar. Kısa bir sure sonra, yaklaşık 5 adim mesafeden, sevk kayışı ile bağlı bir başka köpek handleri ile geçer. Yalnız olan köpeğin sakin olması, diğer köpeğe ya da Çevreye hiçbir sinirlilik belirtisi göstermemesi gerekir
Schutzhund eğitiminin İtaat değerlendirmesi ve Puanlaması şu şekildedir.
SchH1
Yedekli olarak yürüme.(Tasması takılı olduğu halde). 15 puan
Serbest yürüme 20 puan
Yürüyüş de iken “otur” komutu. 10 puan
Yüzeyden Retrieve. 10 puan
1 mt engel üzerinden Retrieve.. 15 puan
Komut ile ileri koş ve komut ile yat. 10 puan
Yat komutu.(Köpeğin dikkati başka yöne dağıtlır.) 10 puan
Yat komutu ve geri çağırma 10 puan
SchH2
Yedekli olarak yürüme.(Tasması takılı olduğu halde) 10 puan
Serbest yürüme 15
Yürüyüş de iken “otur” komutu 5
Yat komutu ve geri çağırma 10
Yüzeyden Retrieve (1kg taşıma halteri ile) 10
1 mt engel üzerinden Retrieve(650 gr taşıma halteri ile 15
“A” rampası üzerinden Retrieve 15
Komut ile ileri koş ve komut ile yat 10
Yat komutu.(Köpeğin dikkati başka yöne dağıtlır.). 10
SchH3
Serbest yürüme 10 puan
Yürüyüş de iken “otur” komutu 5
Yat komutu ve geri çağırma. 10
Yürüyüşte iken ayakta bekle komutu 5
Koşar adımda iken ayakta bekle komutu 10
Yüzeyden Retrieve (2kg taşıma halteri ile) 10
1 mt engel üzerinden Retrieve(650 gr taşıma halteri ile 15
“A” rampası üzerinden Retrieve 15
Komut ile ileri koş ve komut ile yat. 10
Yat komutu.(Köpeğin dikkati başka yöne çevrilir.). 10
Toplam Skor :
96-100 puan Mükemmel (Vorzüglich)
90-95 puan Çok güzel (Sehr Gut)
80-89 puan Güzel (Gut)
70-79 puan Tatmin Edici (Befriedigend)
36-69 puan Hatalı (Mangelhalf)
0- 35 puan Yetersiz (Ungenügend)
Koruma Bölümü Değerlendirmesi ise şu puanlar üzerinden yapılmaktadır.
SchH1
Bekle ve Havla 5 puan Saldır.
35 Cesaret Testi ve Takip .60
SchH2
Kötü adamı bulma 5 puan
Bekle ve Havla 10
Kötü adamın yakalanması… 10
Eğitmeni Koruma. 40
Kötü Adamın eğitmenin yanında takibi.(Side Transport) 5
Cesaret Testi 20
Saldırı.. 10
SchH3
Kötü adamı bulma 5 puan
Bekle ve Havla 10
Kötü adamın yakalanması 10
Eğitmeni Koruma 25
Önde yürüyen kötü adamın takibi 5
Cesaret Testi 25 Saldırı. 10
Takip 10 Toplam
Skor: 96-100 Mükemmel (Vorzüglich)
90-95 Çok Güzel (Sehr gut)
80-89 Güzel (gut)
0-79 Yetersiz (Ungenügend)
Üç bölümün sonunda (İz takibi-İtaat-Koruma) köpeğe verilen puanlar toplanır ve yarışmanın şampiyonu belli olur.
286-300 Mükemmel (Vorzüglich)
270-285 Çok Güzel (Sehr Gut)
240-269 Güzel (Gut)
220-239 Tatmin Edici (Befriedigend)
110-219 Hatalı (Mangelhaft)
0-109 Yetersiz (Ungenügend)
Schutzhund (Sch)
Schutzhund Almanca bir kelimedir “koruma köpeği” anlamına gelir. Bir an için bile bunun hırçın veya saldırı köpeği olarak düşünmeyiniz. Bazı söylentiler zaman zaman çıkar Schutzhund köpekleri tehlikelir, bu yönden eğitmeyinz… YALAN! Bu dedikoduların birkaç sebebi olur. Bilmediklerinden, bu tür eğitim alan bir köpekle tanışmadı bile, başka eğitimler ile karıştırmaları, bu eğitimi veremeyen eğiticilerin kaçış yolu, sık görülen bir sebep ise bazı ‘eğitmenler’ köpeleri ne yazık ki dövme vb. yollar ile köpekleri hırçınlaştırır ve bunlara koruma eğitimi verdiklerini söyler, bunun Schutzhund olduğunu sanır veya sanmanızı sağlar. Sch eğitimi alan bir köpek saldır komutu ile kolla saldırır. Dur’da durur ve sahibi dilerse anında yun oynar. Bunun sebebi ise hırçın görünme ama aslında hareketi nefret ile yapmamıştı! Schuthund bir spordur aslında. Yarışmalar düzenlenir ve 3 bölümden oluşur. 1. sevye, 2 ve 3. son srviyeler. Aslında Schutzhund da eğitimin en büyük bölümü köpeğe ısırmaMAsını öğretmek ile geçer. Doğru Schutzhund eğitimi almış bir köpek suçsuz bir yayayı bir çocuğu ve hasta değnek sallayan bir tehditi ayırt eder. Komut verilsede deynek sallayan bir tehdite SALDIRMAZ! Kötü eğitim saldır komutunda nefretlik sinir açma düğmesidir, bir sürü kötü şeyi hatırlar ve saldırır. Yeni doğmuş bir bebeğe bile. K-9 ile karıştırılmasın. Saldır sorgusuzdur, itaat eder soru sormaz ama 1- nefretlik yoktur Schutzhund daki gibi hemen ardında oynamaya hazırdır. 2- Birbebeğe asla dokunmaz, diğerlerine gerekli olan hareketi uygular. Silahlıya başka deynekliye başka, Hiçbirşey yapmayana başka. Fark K-9 polis gibi işlerde kullnılan eğitimdir. Saldırgan aslında saldıran birisi olmayabilir. Bir tehdittir ama daha tehditini gerçekleştirmiş olmayabilir, Polisi veya köpekten habersiz olabilir. K-9 eğitiminde saldır komutu onu etkisiz bıraktırır, Son çare ısırmaktır. Hırlama yere yapıştırma… gibi basamaklar önce gelir. Schutzhund: Tehlikeyi önlemedir. Saldırı geldiği zaman saldırıya izin vermemektir. Asabi eğitimi alan köpeklerde sonuç BELİRSİZDİR, tehlikeliDİRler, zira saldır komutunu alınca kaçıp korkup gidebilirler de, nefret sinyalleri tehdit unsuru olan şahısı öldürmesi olasıdır, bu saldırgan genç basit bir hırsız olabilir…. Schuthund eğitimli köpekler, sürekli kontrol altında ve komutlar ile iş yapar.
Schutzhund Almanya’da daha iyi Alman Çoban Köpeklerinin üreme sistemindeki iki bacağın birisidir. Almanya’da eğitimsiz bir köpeğin çiftleştirilmesi DÜŞÜNÜLEMEZ, kabul EDİLEMEZ. En az SchH 1 veya HGH (sürü kontrollü, çiftçi), bunun yanında birkaç başka şeyler.
Schutzhund sınavı bir seri kompleks testtir. Kendisinin ruhen fizikken sağlam olduğunu kanıtlamalıdır.
Schutzhund eğitimi bire bir eğitimdir ve insanoğlu ile bağlarını güçlendirir. Köpekler buna bayılır. Ne yazık ki bir köpeği hayatında eğitmemiş eğitimli bir köpekle tanışmamış bazı kimseler bunun kötü bir spor olduğu hakkında propaganda yaparlar. Ne yazık ki bunların bazıları kendilerini Hayvan Sever diye sayar. Bir şampiyonaya gitsinler. O zaman görecekler ki sevgi yakınlık görmeyen köpekler hayatta sınavı geçemez yarışmalardan diskalifiye olurlar. Bir Schuthuned eğiticisi ve Schutzhund köpeği günün büyük bir bölümünü beraber geçirirler, kolaylıkla insana alışan köpekler kolayca yakın bir bağ kurmaz, bu bağ zor kurulur ve kolay kopar! Hayvan Hakları her cins hayvanı al eve sok orada tut sev-besle demek değildir. Her hayvanı o tür yapan özellikler vardır ve bunu köreltmek Hayvan Haklarına aykırıdır haksızlıktır, günahtır. Robot veya süs eşyası değildirler. Her tür köpek Schutzhund a katılabilir. Cins olması şarttır, diğer şartları geçmeli. Örneğin bir Poodle katılamaz, yapısına aykırıdır.
Schutzhund sınav/yarışmalar dünyaca genel olarak Verein fur Deutsche Hunde (SV) Alman kuruluşun prosedür ve kurallarını izlerler. Arada bir ufak değişiklikler yapılır ki tür ilerlesin. Dünya Alman Çoban Köpeği Şampiyonası (WUSV) her bahar başka bir ülkede tutulur.
Schutzhund sınavı 3 bölümden oluşur her bölüm 100 puan üzerinden olup toplam 300 puandır. Birinci bölüm iz sürmedir. koku alma duyarlılığı, eğitebilirliğini, fiziksel ve zihinsel dayanıklılığını sınar. İkinci bölüm itaatkarlılığını sınar. Genel asabilite, yapılışı, becerlilik ve eğitmeni ile çalışma azmini sınar. Son bölümü ise koruma. Cesareti, fiziksel gücü, stabilite ve yüksek videzde ikenki karekteri ve itaatkarlılığı. Üç başarı bölümü vardır. SchH1-3. Birine geçmesi için bir öncekini tamamlamış olması gerekir. Sınama başında hakem katılan tüm köpekleri asabiyet testine tabi tutar, agresif veya kontrol edilemeyenler diskalifiye olur. Bir basamaktan geçmek için iz sürmede en az 70, itaatkarlıkta 70 ve korumadan da en az 80 puan almalı. Üç basamak aynı gün ard arda yapıllır. Her köpek ile bu sınav uzun zaman almasından dolayı günde en fazla 12 köpek katılabilir. Genelde iz sürme sabahın erken saatlerinde başlar.
Schutzhund sınavına katılmadan en az 2 hafta öncesinden “Begleithunde” veya Arkadaş Köpek testinden geçmelidir. “B” sınavı başlangıç itaatkarlık testi (geçti/kaldı), trafik güvenlik testi bunda kalabalık, yayalar, bisikletliler, arabalar dahil, silah atış testi (korkmamalı) Buradaki temel amaç, korkak, zayıf köpekleri elemek. Tümünden geçmesi gerekir. Herhangi birinden kalması kayıtlara geçirilir.
İz Sürmek:
400-800 adımlık bir alan, 3 90′ lik dönüşten oluşur. Eğitmen 10 metre arkadan takip eder. İspatlar en büyük bir cüzdan boyunda ve toprak/çimen vs. ile aynı renkte olmalıdırlar. Görünürdeki tek işaret başlangıç bayrağıdır. İzin başında kokuyu alması için yeterli koku almalıdır. Kokuyu alması ile iz sürmeye başı aşağıda ilerlemelidir. Doğruluk aranmaktadır hız değil.
İtaatkarlık
Tüm köpekler iz sürme bölümünü tamamladıktan sonra itaatkarlık testi başlar. Alan futbol sahası büyüklüğündedir. Bir eğitici köpeğini yatırıp uzaklaşması talimat edilir. Köpek gözden kaybolan eğiticisine rağmen yatmaya devam etmelidir, Ta ki eğitmeni geri yanına gelene kadar. İkinci takım (köpek ertı eğitmeni) ilk takımın tamamlamasından sonra uygular. Sınavlar köpek ayak dibinde solda başlar ve komutlar ağız yolu iledir. El ve vücut dili diskalifiye verir. Nedeni ise izin verilen komut’a ek komutlar vs. vermemesi için. (yat komutu yürüyen eğiticinin vücut dili ile ikna edememesi için). Eğitici yardımı olmadan seri, itaatkar ve SEVEREK yapmalıdır. Yavaş hareket edenler, mutlulukla yapmayanlar, stres yaşayanlar derecesine göre puan kaybeder fazla ise diskalifiye olurlar. İdeal bir itaatkar köpek, mutlu, severek yapan söz dinlemeyen iyi senkronize gösteren köpektir. Sınamalar her bölüm (SchH1,2,3) de derecesi zorlaştırılarak aynı komutlardır. Yanında tasmasız yürümek, bunu silah sesleri altında yapmak, bir gurup insan arasından geçerek… Bir objeyi düz araziden duvarlı bir araziden geri getirmeye kadar. Seyircilere hakem tarafından detaylı rapor verilir, iyi ve kötü.
Koruma
Son safha korumadır. İtaat sınav sahasında tutulur, itaat yarışından sonra. İtaat sınavının objeleri rampaları vs. kaldırılır. Yerine 6 blind (üçgen çadıra benzer, saklanma yeri) konulur. Buralarda yardımcı saklanır (dekoy). Bu safhada köpek tamamı ile eğitmenin kontrolü altında olup yardımcıya temas etmesi yasaktır. Ancak saldırı anında veya kaçış engellemek için. O zaman bile eğiticinin komutu ile yardımcıyı bırakmalı ve başında durmalıdır. Korkak veya kendine güvenmeyen, veya tereddütlü adaylar puan kaybeder, aşırılıkta diskalifiye olurlar. Köpeğin karakteri burada sınılır. SchH2 ve 3 de altı blind’ı aramalıdır. Yardımcıya blind’da dokunmamalı. 1 de iki blind’ı arar ve havlayarak yardımcıyı bulduğunu işaret etmelidir. Amaç saldırıyı önlemek.
Bu yarışmalarda çocuklar sınav öncesi köpekleri ile oynarken görürsünüz, sınavın hemen ardından oynamaya da devam ederler. Saldırı anı ve sonrası açılıp kapanan bir şaltercesine gülümseyen hırlayan ve tekrar gülümseyen bir köpek!
Bu yüzdendir ki ne yapacakları en belirgin en güvenli köpekdirler.
Schutzhund as Spor Olarak
Hızla büyüyen bir daldır. Herkes için sevklidir. Birçok yerlerde kulüpler kurulmuştur ve yarışmalar düzenlenir. Bu yarışmalar kalabalık olduğundan köpekler sosyalleşmeyi, iz sürmeyi vs. öğrenir. Bir eğitim direktörü olur ve işleri takip eder. Sosyal aile sporudur. Kulüp üyeleri haftada 2-3 defa buluşurlar. 1-2 saat takımlar çalışır.
Bunun yanında büyüme sebebi özelikle Alman Çoban Köpekleri için üreme için zorunluluğu, tümü içinse köpekler bu işi sever sevmeyenler diskalifiye olduğundan dolayı yalnızca sevenler katılır. Eğiticiler, köpek sahipleri köpekleri ile gurur duyar, köpek-sahip bağları ve aile bağları güçlenir, izleyenlere zevkli dakikalar yaşatırlar. Köpekler gelişir. köpek sevgisi çoğalır, köpeklere ayrılan zamanlar artar daha iyi dereceler için eğitim taktikleri gelişir, köpek üreme bilgisi çoğalır, daha sağlıklı daha iyi köpekler yetiştirilir.
İvan Petroviç Pavlov 14 Eylül1849 – 27 Şubat 1936 Leningrad) Rus fizyolog, psikolog ve hekim.
Fizyoloji ve psikoloji alanındaki çalışmaları ile psikofizyoloji ve deneysel psikoloji alanlarını derinden etkiledi. Bu nedenle her iki bilim dalının kurucularından sayılır. Leningrad Fizyoloji Enstitüsü’nün başında bulunarak çalışmalarını sürdürdü. Şartlı reflekslerin doğası ve işleyişi konusundaki buluşu, tüm araştırmaları öğrenme alanına yöneltti.
Pavlov’un köpekler üzerinde yaptığı şartlı refleks deneyleri ünlüdür. Köpeğe ilk olara birkaç kez zil çalınır. Fakat köpek tepki vermez. Sonradan et verilir. köpeğin salyaları akar. Sonra et ile birlikte zil çalınır. Daha sonra et verilmediği halde zil çalındığında köpeğin ağzının suyunun aktığı görülür. Şartlı ya da şartlandırılmış refleks denen olay da budur. Pavlov, bu davranışın, psikolojik etkinlikle özdeş olan yüksek düzeyde sinir etkinliğinin belirtilerinden biri olduğunu öne sürer ve psikoloji alanında geçerli tek yaklaşımın deneysel yöntem olduğunu vurgular.
Pavlov, bu alandaki çalışmalarından ötürü 1904 yılında Nobel Fizyoloji ve Tıp Ödülü’nü kazandı.
Ivan Pavlov´un etkisi çağdaş psikolojinin pek çok alanında yoğun bir şekilde hissedilir. Çağrışım veya öğrenme alanlarında yapmış olduğu çalışmaları çağrışımcılığın geleneksel uygulamadan öznel fikirlere, tamamen nesnel ve niceliksel içsalgıbezi salgılarına ve kas hareketlerine doğru yön değiştirmiştir. Sonuç olarak, Pavlov´un çalışmaları John B. Watson´a davranışı araştırmanın yeni bir yolunu, davranışı kontrol etmenin ve değiştirmenin bir yöntemini sağlamıştır.
(1849-1936) Rus fizyolog, deneysel psikolog, klasik şartlandırmanın öncüsü. Önce rahip olmak için ilahiyat eğitimi alan, ancak Darwin’in yazılarıyla tanışınca bilimci olmaya karar veren Pavlov, St. Petersburg Üniversitesinde kimya ve fizyoloji alanında doktorasını tamamladıktan sonra sindirim sistemi ve kan dolaşımı üzerine araştırmalar yapmaya başlamıştır. Özellikle köpeklerle yaptığı deneylerde, yiyeceklerin hazırlanması aşamasında köpeklerde mide ve salya salgılarının arttığını gözlemlemesi, Pavlov’u şartsız tepki, şartlı tepki, hayvanlarda deneysel nevrozların yaratılması gibi, şartlandırma teorisinin temelini oluşturan süreçleri tanımlamasını sağlayan yeni yeni deneyler yapmaya yöneltmiştir. 1904 yılında fizyoloji ve tıp dalında Nobel ödülü alan Pavlov, psikolojideki özellikle John Watson tarafından ortaya atılan davranışçı teoride büyük bir rol oynamıştır. Ayrıca davranışçılık, gecikmeli şartlandırma, gecikmeli tepki, indirgemecilik, klasik şartlandırma, refleksoloji, şartlı, şartlı uyarıcı, şartsız refleks, şartsız tepki, şartsız uyarıcı, transkortikal yollar, yönelme tepkisi.
Herşeyi bildiğini sanma! gerçekte çok bilgili olsanda kendine Cahilim diyebilecek cesaretin olmalı. (Ivan Pavlov)
Birinci Dünya Savaşının insanlık üzerinde yaptığı yıkımdan sonra, Pavlov 1922 yılında şöyle diyecekti:
‘Sadece bilim, her şeyden güçlü bilimsel yöntemin yardımıyla insan doğasına en dürüst biçimde yaklaşacak, insanı şimdi içinde bulunduğu karanlıktan çıkaracak, diğer insanlarla ilişkilerinde bugünkü utanç verici durumundan kurtaracaktır’.
(1849-1936) Son derece sabırlı, kendine güvenen, coşku dolu bir bilim adamı olan Pavlov, daha sonra “koşullanmış refleks” adım vereceği, alışkanlığa bağlı davranışlar üzerinde çalışmalar yaptı. Sindirim sistemi üzerindeki çalışmalarında olduğu gibi, bu çalışmasında da denek (kobay) olarak köpekleri kullandı.
Bir çoğumuz apansız şimşek çaktığında, ya da beklenmedik bir çığlık duyduğumuzda yerimizden sıçrarız. Bu davranış bir tehlike karşısında olduğumuz düşüncesinden doğmamakta, doğrudan oluşmaktadır. Düşünmek için zaman da yoktur zaten. Karanlıktan aydınlığa çıktığımızda gözlerimiz elimizde olmadan kamaşır; sert bir hareketle yüzyüze geldiğimizde irkiliriz. Nefes borumuza küçük bir yemek kırıntısı kaçtığında öksürmeye, üşüdüğümüzde titremeye başlarız.
İstenç dışı oluşan bu tür davranışlara refleks denir. Yeni doğan çocuğun ağlaması tipik bir reflekstir; herhangi bir öğrenme ya da koşullanma gerektirmez. Refleks, insana özgü bir davranış değildir; daha çok hayvanların sergilediği doğal bir tepkidir. Davranışlarımızın küçük bir bölümünü kapsayan doğal tepkilerimizi değiştiremeyiz. Oysa sosyal ilişkiler içinde kazandığımız davranışlarımızın genellikle basit bir “etki – tepki” tekdüzeliği içinde kaldığı söylenemez; bunlar arasında refleks görünümünde olanlar bile değişime açıktır. Bu, bir ölçüde hayvanlar için de doğrudur.
Sirk hayvanlarının bizi eğlendiren, çoğu kez hayrete düşüren becerileri “refleks” dediğimiz doğal tepkiler değil, öğrenilmiş davranışlardır. Bir aslan ancak belli bir eğitim sürecinden sonra ateş çemberinden atlayarak geçer. Ayının tef eşliğinde dansetmesi, köpeğin iki ayağı üstünde durması ya da sahibinin fırlattığı topu kapıp getirmesi doğal tepki değil, kazanılan birer alışkanlıktır. Bir beceri, yerleşik bir alışkanlığa dönüşünce, düşünme gerektirmeyen refleks türünden bir davranış haline gelir, belli bir uyarıyla istenç dışı olarak açığa çıkar.
Örneğin, sorulduğunda adımızı hemen söylememiz; “iki kere iki kaç eder” sorusunu “dört” diye yanıtlamamız; telefon çaldığında ahizeyi kaldırır kaldırmaz “alo” dememiz; gömleğimizi iliklememiz, ayakkabı bağını bağlamamız, vb. davranışlarımız düşünme gerektirmeyen refleks türünden hareketlerdir.
İlk bakışta, doğuştan sahip olduğumuz reflekslerle, sonradan kazandığımız yüzme, konuşma, dans etme gibi becerilerimizi ayırmak kolay değildir. Bu tür alışkanlıkların oluşumuyla ilk ilgilenen bilim adamı, Rus fizyologu Ivan Pavlov olmuştur.
Bir köy papazının oğlu olan Ivan, daha küçük yaşta okumaya, öğrenmeye olağanüstü ilgi gösteriyordu. Çocuğun bu ilgisini farkeden ailesi, onun iyi bir eğitim alması yolunda adeta seferber oldu. Orta öğretim yıllarında, seminerine katıldığı bir öğretmeninin teşvikiyle, Ivan bilime yöneldi ve araştırma merakı giderek onda yaşam boyu sürecek bir tutkuya dönüştü.
Genç araştırmacı liseyi bitirir bitirmez St. Petersburg Üniversitesi Doğa Bilimleri Fakültesi’ne başvurdu. Fizyolojiye duyduğu özel ilgi nedeniyle yüksek öğrenimini tıp alanında tamamladı, ama hekim olarak çalışmadı. Tek amacı kendi eliyle kurduğu bir laboratuvarda araştırmalarını sürdürmekti. Ancak parasal olanakları kısıtlıydı. Sonunda özel bir klinikle ortaklaşa küçük bir laboratuvar kurmayı başardı.
Pavlov, donanımı yetersiz olan bu yerde tek başına çalışmaya koyuldu. Uzun süre bir asistan bile tutamadı. Ne var ki, genç bilim adamı kararlıydı. Çok geçmeden deneyleriyle bilim çevrelerinin dikkatini çekmeyi başardı ve böylece Tıp Akademisi’ne profesör olarak atandı.
Bir süre sonra da yeni kurulan Deneysel Araştırma Enstitüsü’nün başkanlığına getirildi. Özellikle sindirim sistemi üzerindeki araştırmasıyla adı uluslararası bilim çevrelerinde duyulan Pavlov, 1904’de Nobel Ödülü’nü kazandı. İşlediği ana tez, sindirim dahil, bedensel tüm fonksiyonların sinir sisteminin denetiminde olduğuydu (o zaman hormonların sindirim sürecindeki rolü henüz bilinmiyordu).
Son derece sabırlı, kendine güvenen, coşku dolu bir bilim adamı olan Pavlov, eskiden beri ilgilendiği bir konuya dönmeye karar verdi. Bu konu, onun daha sonra “koşullanmış refleks” adını vereceği, alışkanlığa bağlı davranışlardı. Pavlov, sindirim sistemi üzerindeki çalışmalarında olduğu gibi, bu yeni çalışmasında da denek (kobay) olarak köpekleri kullandı.
Bilindiği üzere, yiyecek (örneğin bir kemik ya da et parçası) gördüklerinde köpeklerin ağızları sulanır, kimi hallerde salyaları akar. Aslında bu doğal refleks, derece farkıyla insanlarda da görülen bir olaydır. Ayrıca insanların ağzının sulanması için, doğrudan yiyecek görmeleri de gerekmemektedir. Yatılı okul öğrencileri, öğle yemeği öncesi zilin çalmasıyla ağızlarının nasıl sulandığını çok iyi bilirler.
Pavlov, aynı koşullanmanın köpeklerde de olup olmadığını ortaya koymak istedi. Yaptığı deney basitti: Odasında tuttuğu köpeğe bir zil sesinden sonra yiyeceğini verdi. Bu uygulama düzenli olarak birkaç hafta sürdürüldükten sonra köpeğin ağzının sulandığını gördü. Hayvan doğrudan yiyeceğe gösterdiği refleksi artık zil sesine de göstermekteydi.
Başka bir deneyinde Pavlov, zil sesi yerine uyarıcı olarak biri çembersel, diğeri oval biçimde iki ışık kullandı. Köpeğe, yiyeceğini çembersel ışıktan sonra verip, oval ışıktan sonra vermemeye başladı.
Bir süre sonra köpeğin çembersel ışığa refleks gösterdiğini, oval ışığa ise göstermediğini; ancak, oval ışığı çembersel ışığa dönüştürme süreci başlayınca, hayvanın ayırdetme sıkıntısına düştüğünü ve çok geçmeden hırçınlaşarak sağa sola koşup havlamaya başladığını saptadı (Neyse ki Pavlov, koşullanmayı çözme yöntemiyle köpeği içine düştüğü bunalımdan kurtarmıştır!).
Bu sonuç kuşkusuz, hayvanların da insanlar gibi deneyimler yoluyla refleksler kazanabilecekleri anlamına gelmektedir.
Pavlov bu kadarla yetinmemiş ve yine deneysel olarak, hayvanların da insanlar gibi koşullanmayla edinilmiş reflekslerden kurtulabileceğini göstermiştir. Ağız sulanması refleksine dönelim: Yukarıda belirtildiği üzere, refleksin kurulmasına yönelik ilk aşamada, yiyecek verilmeden önce zil çalınmaktaydı. Bu aşamada köpeğin bir süre sonra zil sesiyle yiyecek beklentisi içine düştüğünü biliyoruz.
Koşullanmayı çözmeye yönelik ikinci aşamada, zil çaldığı halde yiyecek verilmez; beklenti giderek zayıflamaya yüz tutar; sonunda zil sesi etkisini yitirir, koşullanma kırılır. Zil sesine karşın hayvanda refleks görülmez olur. Bu, hayvanlarda da koşullanmış davranışın doğal reflekse dönüşmediği anlamına gelmektedir.
Başka bir deyişle, deneyimle kazanılan (ya da yitirilen) bir refleks, salt fizyolojik bir olay değil, kimi ruhsal yetileri de içeren, psikolojik bir davranıştır. Pavlov’un ulaştığı bu sonucun, yüzyılımızın ilk yarısında büyük bir atılım içine giren “Davranış Psikolojisi” dediğimiz Behaviorism’e yol açtığı söylenebilir.
Sindirim sistemi üzerindeki çalışması Pavlov’a Nobel Ödülü’nü kazandırmıştı; ama onu dünya ölçüsünde ünlü kılan, koşullanmış refleks çalışması oldu. Bolşevik devriminden sonra Sovyetler Birliği Pavlov’a üstün bir saygınlık tanır. Bu belki de onun yöntemiyle ‘Halkların” Marxist ideolojiye kolayca koşullandırılabileceği beklentisinden ileri gelmiştir.
Ivan Pavlov köpekler üzerindeki deneyleriyle insan davranışlarını inceleyen psikologlara gerçekten önemli bir ışık tutmuştu. Ne var ki, insan davranışlarının salt koşullanmış reflekslere indirgenemeyeceği yetmiş yıllık Sovyet deneyiminin sonuçsuz kalmasıyla açıklık kazanmıştır.
Pavlov´un Hayatı
Pavlov Rusya’nın bir taşra kasabasında, bir köy papazının 11 çocuğunun en küçüğü olarak dünyaya gelmiştir. Böyle büyük bir ailedeki konumu ona, tüm hayatı boyunca sürdüreceği özellikleri olan erken yaşlarda bir sorumluluk ve çok çalışmayı getirmişti. Pavlov 7 yaşında kafasından önemli bir darbe almasıyla sonuçlanan bir kaza sebebiyle 11 yaşına dek okula devam edemedi.
Babası onu evde eğitti. Pavlov 1860 yılında papazlığa hazırlanma niyetiyle yöresel teoloji okuluna girdi. Ancak Darwin´i okuduktan sonra fikrini değiştirdi. St. Petersburg Üniversitesi´ne devam edebilmek için yüzlerce mil yürüdü. Uzmanlık alanı olarak hayvan psikolojisini seçmişti.
Pavlov üniversite eğitimi ile Rus toplumunda üçüncü bir sınıf olarak doğan aydınlar sınıfına dahil oldu.
Pavlov 1875´de mezun oldu ve tıp eğitimine başladı. Ancak tıp eğitimine başlama sebebi bu alanda çalışmak değil, fizyoloji araştırmaları alanında bir kariyer edinme umudu idi. İki yıl Almanya´da çalıştı ve St. Petersburg Üniversitesi´ne dönerek burada bir laboratuar asistanı olarak birkaç zor yıl geçirdi.
Pavlov´un kendisini araştırmaya adaması çok önemlidir. Pavlov´un tek amaçladığı ücret, giyim veya yaşam koşulları gibi pratik meselelerle başka yönlere dağılmadı. Neyse ki, 1881´de evlendiği karısı Sara hayatını Pavlov´u günlük sıradan meselelerden korumaya adamıştı. Evliliklerinin ilk yıllarında Pavlov’u çalışmalarından alıkoyacak hiçbir şeye Sara´nın izin vermemesi konusunda mutabık kalarak bir antlaşma yapmışlardı. Pavlov dostça vakit geçirmek için Cumartesi ve Pazar günleri hariç asla içki içmeyeceğine ve kumar oynamayacağına söz vermişti. Pavlov eylülden mayısa dek haftanın yedi günü çalışarak ve yazlarını memleketinde geçirerek hayati boyunca bu katı programı izledi.
Günlük işlere olan kayıtsızlık özelliği o derecedeydi ki, karısı Sara maaşını alma zamanı geldiğini sıklıkla kendisine hatırlatmak durumunda kalıyordu.Bir defasında karısı Pavlov için “O kendi kendisine bir takım elbise alma konusunda güvenilemeyecek birisidir.” yorumunu yapmıştı. Pavlov için araştırmalarında başka hiçbir şey önemli değildi. 73 yaşındayken laboratuarına gitmek için tramvaya binmiş ve tramvay henüz durmadan inmeye çalıştığı için düşüp bacağını kırmıştı. “Pavlov aceleciydi, tramvayın durmasını bekleyemezdi. O sırada orada bulunan ve olaya şahit olan bir kadın ´ Vay canına! Burada çok zeki ama ayağını kırmadan tramvaydan nasıl ineceğini bilemeyen bir adam var´” demişti.
Pavlov 1890 yılına dek (41 yaşına kadar) yoksulluk içerisinde yaşadı ve en sonunda St. Petersburg´da Askeri Tip Akademisinde farmakoloji profesörlüğü görevini aldı. Evliliğinden sonraki bir süre bir apartman dairesi tutmaya güçleri yetmediğinden kendisi laboratuardaki portatif bir yatakta uyurken karısı bir akrabaları yanında kalıyordu. Pavlov 1883 yılında doktora tezini hazırlarken ilk çocukları doğdu. Doktorların dediğine göre zayıf ve sağlıksız olan bu çocuk annesinin ve kendisinin kırsal bir bölgede dinlenememesi durumunda ölecekti. Büyük çabalar sonucu böyle bir yerdeki akrabalarının yanına yolculuk için gereken parayı ödünç bulabildiler fakat çok geç kalınmıştı ve bebek öldü. Altı yıl sonra hala çok yoksullardı ve karısı Sara ile ikinci oğlu tekrar akrabalarının yanında pansiyoner olarak kalmak durumundaydılar. Pavlov´un maddi problemlerinden haberdar olan bir grup öğrencisi kendi istekleri üzerine bazı konferanslar veren Pavlov´un emeğinin bir karşılığı olduğu vesilesiyle ona bir miktar para verdiler. Fakat Pavlov bu paranın da tamamını laboratuardaki hayvanlar için harcadı ve kendine bir şey bırakmadı. İşine karşı sorumluluğu çok yüksekti ve kendisini adamıştı, bu yüzden maddi zorluklar onu bunaltmıyordu.
1923 yılında New York´taki bir konferansa katılmak için ABD´ye gittiğinde 2.000 dolarını çaldırdı. Dinlenmek için bir banka oturmuş ve evrak çantasını yanına koymuştu. Kalabalıkları seyrederken dalmış ve çantasını unutmuştu. Gitmek için ayağa kalktığında çantasının yok olduğunu gördü. Bu olay üzerine “İnsan ihtiyaç sahiplerini şeytana uyduracak şeyleri ortada bırakmamalı” demişti.
Pavlov´un, daha çok laboratuar asistanlarına yönelttiği şiddetli duygusal patlamaları oluyordu. Bolşevik Devrimi (1917) sırasında bir asistanını deneye 10 dakika geç geldiği için cezalandırmış, dışarıdaki savaşı araştırmalarına karıştırmamıştı. “Sen laboratuara çalışmak için geldiğinde şu devrim neyi değiştirebilir ” diye bağırmıştı. Bu öfke patlamaları genellikle çabucak unutulurdu Öğrencileri kendilerinden nelerin beklendiğini tam olarak bilirlerdi, Pavlov onlara bunu söylemekte asla tereddüt etmezdi. İnsanlara karşı tavrı dürüst ve güvenilirdi.
Pavlov bir şeyler anlatırken meslektaşlarını ve öğrencilerini büyüleyebilme yeteneğine sahip mükemmel bir öğretmen olarak tanınırdı. Tartışmalarda merhametsizdi, bununla birlikte eğer hata yapmışsa -ki bu çok enderdi- bunu kabul etmeye hazırdı. Öğrencileri tarafından oldukça sevilen Pavlov, öğrencilerini ders sırasında kendi konuşmasını kesmeye ve soru sormaya teşvik eden ender öğretmenlerden biriydi. Ayrıca laboratuarında kız öğrencilerin ve Yahudi öğrencilerin çalışmasına izin veren birkaç Rus bilim adamından birisiydi. Gelişmiş bir mizah yeteneği vardı ve kendisine şaka yapılmasından hoşlanırdı. Cambridge Üniversitesi´nden şeref payesi aldığında birkaç öğrencisi balkondan bir ip sarkıtarak Pavlov´un kucağına doldurulmuş oyuncak bir köpek bırakmışlardı. Pavlov bu köpeği apartmanında masasının yanında muhafaza etmişti
Sovyet rejimi ile olan ilişkileri karmaşık ve zordu. Sovyet hükümetini ve devrimi açıktan eleştiriyordu. Stalin´e tehlikeli derecede keskin ve kızgın protesto mektupları yazmış ve yönetimden hoşnut olmadığını göstermek üzere Rus bilim toplantılarını boykot etmişti. Nihayet 1933´de yönetimi onaylamış ve bu yönetimin Rus halkını bir araya toplama konusunda bazı başarılar elde ettiğini kabul etmişti. Hayatının son uç yılında, 16 yıl boyunca eleştirdiği otoritelerle barış içinde yaşamıştı. Bu tavrına rağmen meslek hayatı boyunca araştırmaları için hükümetten oldukça cömert yardımlar almış ve hükümet baskısından uzak olmuştur.
Pavlov neredeyse hayatının son anına dek bir bilim adamı olarak yaşadı. Ne zaman hastalansa kendisini incelerdi ve öldüğü gün de bir istisna olmadı. Bir nöropatolog çağırdı ve semptomlarını tarif etti. Zatürreeden oldukça zayıf düşmüş olmasına rağmen “beynim iyi çalışmıyor, obsesif duygular ve istemsiz hareketler ortaya çıkıyor; kangren yerleşiyor olabilir” demişti. Bir sure için, Pavlov uykuya dalana dek bu belirtilerin anlamını tartışmışlardı. Uyandığında kalmış, elbiselerini aramaya başlamış, tüm yaşamı boyunca sergilediği ayni sabırsız enerjiyi göstermeye başlamıştı.
“Kalkma zamanı” demişti. “Bana yardım et, beni giydir”. Ve bu sözlerle birlikte yatağa düşmüşü ve ölmüştü.